16 Ocak 2019 Çarşamba

HANDAN ROMAN ÖZETİ


     HANDAN ROMAN ÖZETİ

      Liseye gittiği zamanlar baya uzun boylu ve sıska biri olan Aylin git gide güzelleşmiş. Esma teyzesinin daveti üzerine Paris’te bir otelde buluşurlar ve otelde prens olduğu söylenen bir Arap’la tanışıyorlar ve bu görüşme devam ediyor sonunda ihtişamlı bir düğünle evleniyorlar.aylin artık Prenses olur. Ancak her şey istediği gibi gitmez 
Prens Senusi doğu kültürü ile yetiştiği için batı kültürü ile yetişen Aylin’e ters gelmekte zamanla Aylin’in özgürlüğü kısıtlanmaktaydı evliliğe başladığı gibi yolunda gitmiyordu sakin bir hayat devam edilmiyordu yolunda gitmeyen birşeylerde vardı hep.Aylin seyahat etmek için .Aylin, ablası Nilüferle Cenevre ye gider. Ve orada yeni kararlar alır.okumaya karar verir ve hayalinde mesleği ideali olan tıp okumaya karar verir ve kayıt yaptırmak için gerekli sınavlara  girer ve evrakları hazırlayıp bayağı uğraşarak sonunda istediği Neuchatel Üniversitesine kayıt yaptırmayı başarır.Okulun ilk yıllarında hayatında çok büyük değişiklikler yaparak, görkemli hayatını geri de bırakarak yeni bir yaşam tarzı sade bir öğrenci olmayı tercih ediyor.
Tek hedefi olan tıp fakültesini bitirmek için elinden edeni yaparak çok çalıştı .okul hayatında derslerine yardımcı olan daha sonra fizik ve kimya derslerin de yardımcı olan Jean-Pierre ke evlendi. İkisinde öğrencidir.İki öğrencinin bu yapmış olduğu evliliği zaman içerisinde  Aylin’in dış görüntüsünde oldukça değiştirecek ve dış görüşünü kadar da iç dünyasını da değiştirecektir. Aylin Jean-Pierre ile birlikte yaşadığı günlerde tıp ile yakından tanışıp ufkunun penceresini o zamana kadar hiç bilmediği yepyeni bir farklı dünyasının kapısını açacak ve  peşinden koştuğu arzuladığı gerçek zenginliğin dış dünyanın görkemli vitrinlerinde değil de insanlığın o  iç aleminde bulunduğunu neleri gözden kaçırdığını görecekti. Okul sonunda Jean-Pierre Nos Alamus’taki nükleer araştırma merkezinden kariyeri için geri çeviremeyeceği bir teklif geldi.Aylin de New Rachel Hospital Medical Center’dan teklif aldı; onların birbirlerine karşı olan sorumlulukları artık bitmek üzere ve  hayatları bir yol ayrımına girmek üzereydi.Ellerinde bu evlilikten geri kalan 6 yıl sağlam bir dayanışma ve derin dostluk arkadaşlık kardeşlik duyguları ile dopdolu gençlik anıları kalmıştır.
Ve ayrılmışlardır
İkisinde farklı hayatlara yolculukları başlamıştır
Aylin çok hevesli olduğubu işini büyük bir heyecanla başlamıştır. New Rachel’de tanıştığı Afganistanlı olan genç meslektaşı Azim’in karısı 11 yaşından beri arkadaşı olan Zeynep çıktı. 
Aylin, Zeynep ve Azim ile gittiği Afgan sefahati kokteylinde Paswak adındaki Birleşmiş Milletlerin Afgan esiri ile tanışır. Paswak evli olmasına rağmen aralarında birşeyler olur.Aylin ile arasında duygusal bir bağ oluşuyordu. Aylin o yılı aklı beş karış havada geçirdi. Bütün vakitlerini beraber geçiriyorlardı çok eğeleniyorlardı birbirleriyle vakit geçirmekten çok keyif alıyorlardı. Paswak bu yüzden önce Wall Dame’nin Birleşmiş Milletler genel sekreterliğine daha sonra 1974 yılında Hindistan seferine tayini çıkmıştı.
Aylin şimdi karar vermesi gerekiyordu.onlar için giderek daha zor iplerle örmekte olduğunu nihayet görmeye başladı.ya sevdiği adamla giderek peşinde n dünyayı  dolaşacak ve ya mesleğini ön plana alacaktı. Tam meslek uğruna değmez derken Hastanede Psikiyatri bölümü şefliğine terfi etti. Sonunda Aylin’in sağduyusu maalesef aşkına galip geldi. Ve sonra toparlandı ve işinin başına döndü. Arkadaşı Azim’in vasıtası ile kendi meslektaşı olan Michel RAMODİSLİ ile tanıştı. Michel’i çok etkileyici bulmadığı halde evlenmek istedi:evliliğe giden ?bu adımları Michel’in evinde attılar. Daha sonra Aylin bu evlilikten  çok çocuk istemeye başladı. Aylin’in bu isteğine karşılık Michel dinine ve geleneklerine çok bağlı olduğunu doğacak çocuğun Yahudi kültürüne göre yetiştirilebileceğini söyledi fakat Aylin bun hiç sorun etmedi anne olmak çok istediği için dinini değiştirmeyi göze aldı. Aylin’e göre insanları dinlerine, ırklarına ve dillerine göre ayırmak çok saçma idi ona göre insan, insan olduğu için çok değerli onun insan sevgisini hiç bir şey bir din veya ırk engelleyemezdi Aylin sürekli düşük yapıyordu ve çocuk yapma isteğinden 6 düşük yaptıktan sonra vazgeçmeyi düşünüyordu.
Aylin meslektaş olduğu Michel ile sürekli beraberdi işyerleri bir, evleri bir bütün zamanları birlikte geçiyordu ve Aylin çok sıkılmıştı.belli bir süre sonra birbirleri ile bu kadar çok birlikte olmaları Aylin’i çok bunaltmıştı. gün geçtikçe birbirlerinden kopuyorlardı ve Aylin kocasına haftanın bazı günlerinde birbirlerine izin vermelerini ve bugünlerde değişik insanlar ile çıkabileceklerini bunu sonucunda diğer insanlarda görecekleri eksiklikleri kendilerinde tanımlayıp birbirlerine ölümsüz sevgi ile bağlanacaklardı. Fakat istediği gibi düşünülen olmadı ve Aylin yurt dışında olduğu günlerden birinde Michel bir arkadaşının evinde Barbara adında bir kadınla tanıştı ve bu tanışma evliliklerinin sonunu getirdi. Aylin sıkıntılı bir zamanında vardığı karar sonucunda kocasını kaybettiği için hem kırgın hem de suçluluk duygusu içerisindeydi. Bu sıkıntı ve üzüntü uzun sürmedi her şeyi bir kenara bırakıp mesleğinde ilerledi fakat bu ilerleme bile onu tatmin etmedi. Ve sonra Amerikan ordusuna katılarak Körfez savaşında ruf sağlığı bozulan hastaları tedavi eden bir doktor olmayı düşündü  ve bu nedenle Oklahomaya körfez savaşında zarar görmüş askerleri iyileştirmek için tedaviye gitti.
Aylin Üniformasını ilk kez 1992nin soğuk bir kuş ayında Ocak gününde giydi. 9 Kasım 1992’de ordunun fiziksel aktiviteler sınavını yüksek  puan alarak kazanmış olduğu  sertifikası aldı. Aylin ordudaki görevinde yine işine devam ediyordu.hastalarına çare bulmaya çalışıyor ve bir gün kendisine yeni bir hasta verildi hasta körfez savaşından sonra geldiği için  sivil hayata uyum sağlayamıyordu. Bunun sonucunda hiçbir suçu olmayan birçok sivili öldürmüştü.
Aylin bu hastayla ilgilenirken Amerikan ordusunun askerlerini cesaretlendirmesi için verdiği ilaçların yan etkisi sonucu hastanın bu duruma geldiğini saptadı ve bu sonucu tez bir halde askeri yetkililere bildirdi. Aylin’in verdiği bu sonucu askeri yetkililer daha önceden bildiğinden Aylin’in bu olayın üstüne gitmemesini istediler ve  uyardılar Aylin bu sessizliği bozmayarak sözleşmesin bitmesini bekledi ve ardından Albay rütbesinden ordudan ayrıldı.
Ordudan gittikten sonra 19 Ocak 1995 Perşembe günü evinin bahçesinde o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından kendi arabasının altında ölü bulundu. Zengin tanınmış ünlü ve saygın insanlar yaşadığı mahallede yerel polis yerel yöneticiler mahallenin adını polisiye bir olaya karıştırmamak adına dosyayı apar topar denebilecek bir hızla kapattılar teşhis ise “Freak Accident” yani Garip bir kaza idi.
Yükseltilmiş sahnede kapağı açık maun bir tabut duruyordu uzun bir sıra oluşturan insanlar tabutta yatan albay üniformalı Amerikan subayını selamlayıp içlerinden dua veya veda ederek tabutun başından ayrılınca yanan yürekleriyle gelip salondaki koltuklarda yerlerini alıyorlardı. Herkes etrafa hakim olan ordu düzeninin saygınlığını kutsar gibi sessizce ağlıyordu.Katafalkın üstünde dört bir yanı rengarenk çiçeklerle donanmış tabutta yatan kişi, bir askerden çok, oraya bir film çekimi için öylece uzanıvermiş bir Hollywood yıldızını andırıyordu. Bu albay üniformalı Amerikan subayı bir Türk kadınıydı ❤️

Kitap özetini nasıl buldunuz
Okuduğum kitapları size tek tek yazıcam vakit buldukça.
Özet değil de romanları okumanızı tavsiye ederim❤️ 
İyi okumalar 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder